Pazartesi, Ocak 19
GİT
şimdi gidiyorsun
git
oysa senden tek bir damla istemiştim
sana kocaman bir deniz sunmak için
şimdi gidiyorsun
git
ne zaman başladı bu hikaye
anımsamak zor
gençtim
hazırda fırtınalarım vardı
dörtnala sevdalarım
komazdı öyle üç-beş nöbetleri
geceler içimi acıtmazdı böyle
bir insan bu kadar eksilebilir mi
hatırlarsan sesine uyku kaçmış bir adam vardı
bu şehrin bir yerlerinde
düşler ormanının gece bekçisi derdin sen ona
gözlerinde gizledi o seni
sen bilmedin
o adam bendim
unuttun mu
bak sevdiğin adam gülmeyi bile unuttu
seni unutamadı
işin kolayına kaçmadım
uğruna ölmedim yani
uğruna ölünecek sandığım biri için yaşadım hep
sen bunu da bilmedin
ben bir bakışına bin anlam yükledim
sen aşka kestirmeden gittin
bir hayatın özetini bırakıp avuçlarıma
şimdi gidiyorsun
git
bana karanlığın ne demek olduğunu öğretmeden
bütün ışıklarımı söndürüyorsun
bu cehennem cinayetlerini işliyorsun
sonra bunlara intihar süsü veriyorsun
yazıklar olsun
yazıklar olsun
susuyorsun
susuyorum
susacaklarım bitmiyor
uzun lafın kısası olmaz
anlatacağım çok şey var
hoyrat bir rüzgar gibi geldin
aklımı ve hayatımı dağıttın
şimdi gidiyorsun
git
daha ayrılığa bile çarpmadan
aşk bizden döndü
bir yılan gibi soktun koynuma kimsesiz geceleri
artık ölüm sana dokunamamaktan kötü değil
ama sana dokunmak da yasak bana
göz çukurlarımdaki karanlık bunu anlatır
sen var ya sen
allah kahretsin!
yani şimdi
gözleri sana benzeyen bir kızım olmayacak mı
yani şimdi başkaları mı sevecek seni
başkaları mı tutacak ellerini
ben saçlarını okşadığım zaman
ellerin öksüz kalırdı
şimdi gidiyorsun
git
Kahraman TAZEOĞLU
Cumartesi, Ocak 17
BAĞLANMAYACAKSIN
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela.
O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin o'nu sevdiğinden...
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
Mesela turuncuya ya da pembeye
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
CAN YÜCEL
Perşembe, Ocak 15
beklemeyin...
beklemeyin...
Sevmek için sevilmeyi beklemeyin...
Bir arkadaşın değerini anlamak için, yalnız kalmayı beklemeyin...
Çalışmaya başlamak için en iyi işi beklemeyin...
Biraz paylaşmak için çok olmasını beklemeyin...
Öğütleri hatırlamak için, düşmeyi beklemeyin...
Dua ’ya inanmak için acıları beklemeyin...
Yardım edebilmek için zamanınız olmasını beklemeyin...
Özür dilemek için diğerinin acı çekmesini beklemeyin...
… ne de barışmak için ayrılığı
Beklemeyin...
Çünkü ne kadar zamanınız var bilmiyorsunuz
Nasihat
Oğul,
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar,
Akşam ezanında ölürler.
Avun oğlum avun.
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın.
Ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen,
Sabah rüzgârında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın.
Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilememiş gizli, bilinmeyenler, görülmeyenler,
Ancak;
Senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.
Ananı, atanı say,
Bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancını kaybedersen
Yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol,
Her sözü üstüne alma.
Gördün söyleme, bildin bilme.
Sevdiğin yere sık gidip gelme,
Muhabbet kalkar itibar olmaz.
Üç kişiye acı:
- Cahiller arasındaki âlime,
- Zenginken fakir düşene ve
- Hatırlı iken itibarını kaybede.
-
Unutma ki!
Yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğunda mücadeleden korkma.
Bilesin ki!
Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler...
tutun
TUTUN…
Gözlerin, Yakup sabrıyla seyreylediği bir direnişle karşılasın sıkıntılarını
Kalbin, kuyularda ümidini diri tutan Yusuf-un çaresizliğiyle beklesin kurtuluşunu.
Düşüncelerin, iffetine suskunluk yeminleri etmiş Meryem kadar sessiz anlatsın masumluğunu.
Özlemlerin, Medine-de Muhammed-in(s.a.v) gelişini bekleyen insanların
coşkusuyla karşılasın vuslatını.
Düşüncelerine tutun...
Kendi vicdanının yargıcı, kendi günahının tövbekârı ol.
Kendi acısının sabredeni, kendi sıkıntısının ilacı, kendi dertlerinin dermanı ol.
Kendi yalnızlığının dostu, kendi cümlelerinin anlamı,
Kendi sessizliğinin sesi ol.
Kalbine tutun...
Hayatın sana bırakılan sokaklarına, karmaşık duygularını kapıların arkasına kilitleyerek çık.
Bütün yürüyüşlerin, bütün yolların sonu kendinde bitsin.
En çok da kendine özlem duy.
Aynada gördüğün yüzün, kalbindeki senden başkası olmaması için özlemlerine tutun.
Yol uzun, vakit kısa.
Zamanın hayat törpüleyen basamaklarından, ömrümün son durağına esenlikle gitmek istiyorsan, en çok kendini özle.
En çok kalbine, kendine tutun.
Çünkü;
Hayat bilmeli ki aslolan,
Muhammed-in (s.a.v) Hira-dan hayatın merkezine indirdiği cümlelerin oluşturduğu yankıdır.
Hayat bilmeli ki aslolan,
Ölümün gözlerine yaşarken bakabilmektir.
Hayat bilmeli ki aslolan,
Kalbinin gerçek sahibine sımsıkı tutunmaktır.
Çarşamba, Ocak 14
To Achieve Your Dreams
Believe in yourself.
Just do it! Keep on trying, no matter how hard it seems. It will get better.
Zero in on your target, and go for it!